ŞEKER İŞÇİLERİ 1 MAYIS’A BURUK GİRİYOR…
Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök:
“TEDAVİ ÖNERİYORUZ CÜZZAMLIDAN KAÇAR GİBİ KAÇIYORLAR”
“Türkiye'nin gelişme ve kalkınma mücadelesinde hayati rol ve önem arz eden işçilerin, '1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü' nü sevinçle kutladığı bu önemli günde şeker işçisi ne yazı ki bu sevinçten mahrum, boynu bükük bir şekilde güzel bir bahar gününde baharı yaşayamamaktadır.
Binlerce şeker işçisi yıllardır emeğiyle değer üretmenin, alın teriyle helal kazancının arayışında ve çabasında iken bir anda özelleştirmenin soğuk nefesiyle adeta şoka girmiştir. İnsanı yalnızca üretim faktörü ve meta olarak gören bir anlayışın adeta satış rallisi yapar gibi şeker fabrikalarını özelleştirmesiyle sosyal ve ekonomik gelişmeye yön vereceği iddiasında bulunmasının izahını ancak saflık olduğu kadar çarpık bir uydurma olarak ifade etmek mümkündür.
Bir yerlerde yanlış yapılmaktadır. Artık toplumu ve insanı tanımlayan, ele avuca sığdıran, ete kemiğe büründüren değerler manzumesini yeniden tartmak gerekmektedir. Düşünceyi, inancı, algıyı, eylemi, tutum ve davranışları masaya yatırma zamanı gelmiştir. Ülkemizin toplumsal değerlerine, acılarına her zaman yakın durmuş, sorunlarını gözlemlemiş, bu çabaları sayesinde toplumca ödüllendirilmiş veya bu uğurda acılar çekmiş şeker işçileri olarak geleceğimize ipotek koymaya çalışanlara karşı tavrımızı tekrar gözden geçirme kararı artık zaruri hale gelmiştir. Herşeyden önemlisi şeker fabrikaları bizim direnme ve dirilme yerimizdir. Son kalelerimizdir. Üreterek ve fedakarlık yaparak ülkesine önemli bir katma değer sağlama çabalarına rağmen şeker fabrikalarının nedeni bilinmez bir şekilde Türkiye’nin sırtındaki kamburlardan birisiymiş gibi topluma anlatılması üzüntü vericidir. Özellikle Özelleştirme İdaresi tarafından cazgır pazarcılar gibi satışı yapılan şeker fabrikaları ekseninde sürdürülen çalışmalar sektörden ekmek yiyen milyonlarca insanın toplumsal psikolojisini düşünmeden atılan hukuksuz fevri bir adımdır. Bu durum devletimiz için de bir takım riskler taşımaktadır. Adeta satış rallisi yaparcasına değerinin çok altında satılan şeker fabrikalarının satışı iptal edilmediği taktirde bu özelleştirme başta ÖİB’nin ve hükümetin yapacağı en büyük ve en son kötülük olarak tarihe geçecektir. Bundan sonra aziz milletimiz sahip çıkanları da satanları da unutmayacaktır. Çünkü bu özelleştirmenin içerisinde millet yoktur, milli değerler yoktur. Tam tersi milli değerler, sanki raf ömrü üç beş yıl kalmış, son kullanma tarihi geçmiş gibi satışa çıkartılmıştır. Ancak, acemi nalbant gibi kah nalına, kah mıhına vurulan şeker fabrikalarının satışı için davul çalanlar en sonunda baltayı taşa vuracaklarını unutmamalıdırlar.
Tesbihin ipi koptuktan sonra taneleri toplamak zordur. Türkiye, şeker sektöründe oltadaki balık olmamalı, tedavi önerenden, reçete sunandan cüzzamlıdan kaçar gibi uzak durulmamalıdır. Nişasta Bazlı Şekerlerle öldürülmeye çalışılan bir toplumdan, diri bir nesil hedefliyorsak, şeker fabrikalarında işçi-üretici ve devletin içinde olduğu modelle pancar şekerinde üretimin devamlılığı sağlanmalıdır.
Alın terini akıl teriyle birleştiren elleri nasırlı, kalpleri vatan sevgisiyle atan işçilerimizin hak ettiklerini almaları ümidiyle 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramlarını kutluyor, ebediyete intikal eden, şehit olan tüm işçilerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum.
Saygılarımla,
İsa GÖK
Genel Başkan