“SAĞLIKLI BİR TOPLUM İÇİN GÜVENİLİR GIDA ŞART”
“Toplumsal hayatımızda huzur, sosyal yardımlaşma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşandığı af, mağfiret ve bereketin sembolü olan Ramazan ayına hep birlikte kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Tüm dünyanın topyekün covid-19 ile mücadele imtihanı verdiği bu sancılı süreçte içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayında iftar sofralarının ve sağlığımızın vazgeçilmezi gıdalara da şüphesiz rağbet artmaktadır. Ülkemizde zaten pahalı olan gıda fiyatlarına bir de Corona zamları eklendiğinde süreç içinden çıkılmaz bir yokuşa doğru gitmektedir. Döviz kurlarındaki artışa paralel dünya gıda fiyatlarındaki artışın ülkemiz ithal ürünlerine olumsuz yönde yansıması tüketim bazlı harcamaları yukarıya doğru hareketlendirmektedir. Kolay ve ucuz ithalat döneminin bir anlamda sona yaklaştığı bir konjonktürde öyle bir durum söz konusu hale gelmiştir ki, gıda veya tarım ürünleri ithalatı ile gıda enflasyonu da adeta ithal edilir olmuştur.
Ülkemizin sahip olduğu tarımsal potansiyel doğru politikalar, iyi bir koordinasyon ve planlama ile değerlendirildiğinde krizden çıkış için önemli bir avantaj sağlayacağı çok açıktır. Koronavirüs ile mücadele sürecinde dünyada gıda ve tarımın öneminin ne denli önem arz ettiği bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Dünya gıda fiyatlarının oynaklığıyla son 6 yılın zirvesinde olması hiç de şaşırtıcı olmamıştır. Ancak, ithalat yerine elindeki değerleriyle üreten bir Türkiye'nin bugünkü ekonomik süreçte çok daha iyi yerlerde olacağı da inkâr edilemez bir gerçeklik ve değerlendirilmesi gereken önemli bir fırsat olarak karşımızda durmaktadır.
Diğer bir elzem konu ise ülkemizin imalat sektöründe, âdeta bir canavarı haline dönüşen ve adı sanı olmayan merdiven altı imalatı yapan işletmelerin önlenemez sayısının gün geçtikçe artıyor olmasıdır. Coronavirüs ekonomisinin getirdiği bu olumsuz tablo ve denetimlerin yetersizliği, görevini hakkıyla yerine getirmeye çalışan ve insan sağlığını ön planda tutan işletmelere ne yazık ki kepenk kapattırmaktadır. Bit ürer gibi ortaya çıkan ve adına işletme diyemeyeceğimiz merdivenaltı imalatçılara özellikle Ramazan ayında fırsat verilmemelidir. Bu hassas konu kayıt dışı istihdamın beraberinde gıda güvenliği sorununu da ön plana çıkarmaktadır.
Bu noktada halkımızın güvenilir gıda ürünlerini tercih etmeleri ve her zaman güvendikleri yerlerden alışverişlerini yapmaları konusunda hassasiyet göstermeleri gerekmektedir. Özellikle şeker sektörünün baş aktörü konumunda olan şeker pancarından üretilen doğal şekerin güvenilirliği toplum tarafından da tescillenmiştir. Ancak, her ne kadar pancar şekeri güvenilir gıda grupları arasında yer alsa da insan sağlığı için tıp ve bilim çevreleri tarafından tehlikeli olduğu bir çok kez ifade edilen Nişasta Bazlı Şekerler ile yüksek yoğunluklu tatlandırıcıların doğal şekerin yerini alamayacağı gerçeği artık popülist söylemlerden uzak, net bir tavırla sergilenmelidir.
Bu vesileyle hikmetiyle Mübarek Ramazan ayının ülkemize ve tüm İslam âlemine sağlık, huzur ve müreffeh yarınlar getirmesini diler, bu salgın illetinin bir an önce son bulmasını temenni ederiz.”
Saygılarımla,
İsa GÖK
Genel Başkan