TÜRKİYE GIDA VE ŞEKER SANAYİ İŞÇİLERİ SENDİKASI (ŞEKER-İŞ) GENEL BAŞKANI İSA GÖK’ÜN 1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ MÜNASEBETİYLE YAYINLADIĞI MESAJI
Bir ülkenin kalkınma yolunda ki en büyük gücü, fedakârca çalışan emekçilerinin varlığı ve onların döktüğü kutsal alın teridir. 1 Mayıs İşçi Bayramı el emeği ve beyin gücüyle üretenlerin değerlerinin anlaşılması için verilen mücadelenin adıdır.
1 Mayıs 1886'da Amerika'da işçiler, siyah-beyaz ayrımı olmaksızın her türlü sömürüye karşı 8 saatlik işgünü talebiyle iş bırakarak onurlu mücadelede sembol haline gelmiştir. Bu talep zamanla başta sanayileşmiş merkez ülkeler olmak üzere birçok ülkede kabul görerek işçi sınıfının temel talebi halini almıştır. Zamanla uluslararası düzenlemelerle güvence altına alınan 8 saatlik işgünü, tüm dünya işçileri açısından sembolik bir anlam kazanmış ve 1 Mayıs'a anlamını vermiştir. 1 Mayıs, tüm dünya işçilerinin sömürüye karşı adil bir düzen, adaletli bölüşüm ve fırsat eşitliği üzerine kurgulanmış, çalışma yaşamının temel sorunlarının dile getirilerek örgütlü toplumun gereği taleplerin tek ses olarak iletildiği bir gün olarak kutlanmaya başlanmıştır.
O günden bu yana dünyanın dört bir yanındaki emekçilerin, adil bir düzen, adaletli bölüşüm, fırsat eşitliği ve çalışma yaşamının temel sorunlarına karşı çözüm talepleri 1 Mayısların temelinde yer edinmiştir.
Bu yılda 1 Mayıs’a geçen yıl olduğu gibi yine buruk bir şekilde girilmiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından dolayı meydanlardan uzak bir şekilde emeğin bayramını karşılamak zorunda kalınmıştır. Salgın işçi-işveren ayırmadan tüm sosyal sınıfları olumsuz etkilemiş, ancak üretim baskısı, işsizlik kaygısı ve gelir güvencesinin olmayışı gibi etkenler, işçilerin daha fazla etkilenmesi sonucunu doğurmuştur.
Bu 1 Mayıs’ta
• İşçinin Anayasayla, uluslararası sözleşmelerle ve yasalarla güvence altına alınmış olan sendikal örgütlenme hakkının ihlal edilmesine,
• İnsan onuruna yaraşır bir yaşamın temelini oluşturan sürekli istihdam yerine ikame edilen geçici işçilik ve kiralık işçiliğe,
• Covid-19’un işçi sınıfında açtığı sosyal ve ekonomik yaralara,
• Şeker Sanayinde verimlilik, işçi sağlığı, çalışma barışı ve kısaca sürdürülebilir üretim açısından yıllarını Türkşeker’e vermiş deneyimli geçici işçi kardeşlerimizin kadro mağduriyetine,
• Açlık sınırının altında ücretlere,
• İşçilerin ve tüm çalışanların en önemli sorunlarından biri olan vergi yüklerinin azaltılması ve vergide adaletin sağlanmasına,
• İş cinayetlerine,
• Çocuk işçiliğine,
• Kayıt dışılık nedeniyle sosyal güvence yoksunluğuna,
• Cinsiyet, memleket, etnik kimlik, mezhep ve her türde farklılığa dayanan ayrımcılığa,
• Emeğin ekonomik ve sosyal haklarının her türlü ihlaline karşı sesimizi her türlü platformdan yükselteceğiz. 2021 yılının 1 Mayıs’ında Türkiye işçi sınıfının sigortası olan Konfederasyonumuz Türk-İş’in belirttiği gibi her yerde birlikte olacağız.
Karantina günleri nedeniyle meydandan değil sosyal medyadan ses yükseltmemiz, işçi sınıfının ve sendikaların, vatanı ve tabii hakları için her koşul altında örgütleme başarısını göstereceğine çağrışım yapmalıdır.
Son söz olarak covid-19 sürecinde iş kazalarında ve meslek hastalıklarında, 1 Mayıs kutlamalarında, içinde bulunduğumuz salgın sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve tüm emekçi kardeşlerimizi rahmetle ve saygıyla anıyor, ailelerine ve sevenlerine sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Tarihi işçi sınıfı mücadelesine ömür veren Şeker-İş Sendikası olarak, salgın günlerinde üretimin sürekli devam etmek zorunda olduğu gıda sektöründe çalışan fedakâr emekçi kardeşlerimizin, sağlık çalışanlarının ve tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten dileklerimizle kutlar, güzel yarınlar umuduyla bu özel günün sorunlar ve çözüm yollarına ışık tutması temenni ederiz.
1 Mayıs 1886'da Amerika'da işçiler, siyah-beyaz ayrımı olmaksızın her türlü sömürüye karşı 8 saatlik işgünü talebiyle iş bırakarak onurlu mücadelede sembol haline gelmiştir. Bu talep zamanla başta sanayileşmiş merkez ülkeler olmak üzere birçok ülkede kabul görerek işçi sınıfının temel talebi halini almıştır. Zamanla uluslararası düzenlemelerle güvence altına alınan 8 saatlik işgünü, tüm dünya işçileri açısından sembolik bir anlam kazanmış ve 1 Mayıs'a anlamını vermiştir. 1 Mayıs, tüm dünya işçilerinin sömürüye karşı adil bir düzen, adaletli bölüşüm ve fırsat eşitliği üzerine kurgulanmış, çalışma yaşamının temel sorunlarının dile getirilerek örgütlü toplumun gereği taleplerin tek ses olarak iletildiği bir gün olarak kutlanmaya başlanmıştır.
O günden bu yana dünyanın dört bir yanındaki emekçilerin, adil bir düzen, adaletli bölüşüm, fırsat eşitliği ve çalışma yaşamının temel sorunlarına karşı çözüm talepleri 1 Mayısların temelinde yer edinmiştir.
Bu yılda 1 Mayıs’a geçen yıl olduğu gibi yine buruk bir şekilde girilmiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınından dolayı meydanlardan uzak bir şekilde emeğin bayramını karşılamak zorunda kalınmıştır. Salgın işçi-işveren ayırmadan tüm sosyal sınıfları olumsuz etkilemiş, ancak üretim baskısı, işsizlik kaygısı ve gelir güvencesinin olmayışı gibi etkenler, işçilerin daha fazla etkilenmesi sonucunu doğurmuştur.
Bu 1 Mayıs’ta
• İşçinin Anayasayla, uluslararası sözleşmelerle ve yasalarla güvence altına alınmış olan sendikal örgütlenme hakkının ihlal edilmesine,
• İnsan onuruna yaraşır bir yaşamın temelini oluşturan sürekli istihdam yerine ikame edilen geçici işçilik ve kiralık işçiliğe,
• Covid-19’un işçi sınıfında açtığı sosyal ve ekonomik yaralara,
• Şeker Sanayinde verimlilik, işçi sağlığı, çalışma barışı ve kısaca sürdürülebilir üretim açısından yıllarını Türkşeker’e vermiş deneyimli geçici işçi kardeşlerimizin kadro mağduriyetine,
• Açlık sınırının altında ücretlere,
• İşçilerin ve tüm çalışanların en önemli sorunlarından biri olan vergi yüklerinin azaltılması ve vergide adaletin sağlanmasına,
• İş cinayetlerine,
• Çocuk işçiliğine,
• Kayıt dışılık nedeniyle sosyal güvence yoksunluğuna,
• Cinsiyet, memleket, etnik kimlik, mezhep ve her türde farklılığa dayanan ayrımcılığa,
• Emeğin ekonomik ve sosyal haklarının her türlü ihlaline karşı sesimizi her türlü platformdan yükselteceğiz. 2021 yılının 1 Mayıs’ında Türkiye işçi sınıfının sigortası olan Konfederasyonumuz Türk-İş’in belirttiği gibi her yerde birlikte olacağız.
Karantina günleri nedeniyle meydandan değil sosyal medyadan ses yükseltmemiz, işçi sınıfının ve sendikaların, vatanı ve tabii hakları için her koşul altında örgütleme başarısını göstereceğine çağrışım yapmalıdır.
Son söz olarak covid-19 sürecinde iş kazalarında ve meslek hastalıklarında, 1 Mayıs kutlamalarında, içinde bulunduğumuz salgın sürecinde hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve tüm emekçi kardeşlerimizi rahmetle ve saygıyla anıyor, ailelerine ve sevenlerine sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Tarihi işçi sınıfı mücadelesine ömür veren Şeker-İş Sendikası olarak, salgın günlerinde üretimin sürekli devam etmek zorunda olduğu gıda sektöründe çalışan fedakâr emekçi kardeşlerimizin, sağlık çalışanlarının ve tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en içten dileklerimizle kutlar, güzel yarınlar umuduyla bu özel günün sorunlar ve çözüm yollarına ışık tutması temenni ederiz.
Yaşasın 1 Mayıs!
Saygılarımla,
İsa GÖK
Genel Başkan
Saygılarımla,
İsa GÖK
Genel Başkan